top of page

#Wincoi Pazar Bülteni 1: Zaman Makinesinde Birikim

Neden sürekli yarını düşünme ihtiyacı duyarız? Kaygılarımız, streslerimiz, garanticiliğimiz…Daha iyi yaşam şartlarına sahip olmak için hep daha fazlasını ister olduk. Günümüzde tüketim amaç oldu. Tasarruf anlayışı ise modası geçmiş tozlu topraklı bir yaşam biçimi olarak çok eskilerde kaldı. Bu yüzden ortalıkta tasarrufa susamış pek insan kalmadı. İnsanlar borçlanmak, kredi kullanmak suretiyle geleceklerini bile tüketir oldular. İnsan beyni, sınırlı kaynaklara sahip tehlikeli bir dünyada kısa vadeli hayatta kalmaya odaklanmak yolunda gelişim göstermeye devam ediyor. Para konusunda insanlar olarak yapmamız gerekenin birikim olduğu gerçeğine rağmen, hareketlerimiz bunun tam tersini göstermektedir.


Peki para biriktirmek neden bu kadar zor, bu geçmişten gelen bir dürtü mü?

Atalarımızdan gelen içgüdülerimiz, tarih boyunca kıtlık ve sürekli tehdit koşullarında yaşadığımız için insan beyninin tasarruf etmenin tam tersi bir yönde evrimleşmesine sebep olmuştur. İnsanlar içgüdüsel olarak kıtlık, yoksulluk ve tehdit altında hayatta kalma ve gelişme çabası içindedir. Atalarımızı ele almak gerekirse onlar için tasarruf etmek pek önemli değildir. Bunun sebebi geçmişte atalarımızın sadece yanlarında taşıyabileceklerini kurtarabilmeleri ve en değerli kaynaklarından biri olan yiyecekler çabuk bozulduğundan onları kurtarmanın neredeyse imkansız olmasıdır.






“Geliriniz doğrudan felsefenizle ilişkilidir, ekonomi ile değil.”Jim Rohn

Dolayısıyla, evrimsel açıdan, atalarımızın tüketebildikleri kadar çabuk tüketmeleri çok daha iyiydi. Yetersiz beslenme ve açlığın sürekli tehdit olduğu bir ziyafet ya da kıtlık dünyasında yaşıyorlardı. Mümkün olduğu kadar çok tüketme içgüdüsü nesilden nesile aktarıldı ve aşırı harcama ve yeme konusundaki mücadelelerimizi açıklamaya yardımcı olmakta. Böylelikle tasarruf ve birikim, doğal tüketme dürtümüzü bilinçli olarak geçersiz kılmamızı gerektiren nispeten yeni kavramlardır.


Peki Ya Bilim ?

Araştırmalar, kötü finansal seçimlerin yüksek düzeyde anlık yaşamla ilişkili olduğunu gösteriyor (Amerikan Psikoloji Derneği). Akıllı finansal kararların en güçlü belirleyicisi, finansal okuryazarlık seviyemiz değil, geleceği düşünmek için ne sıklıkta durduğumuzdur. Bilime göre, zihnimiz gelecekteki benliğimiz hakkında tamamen yabancılar hakkında düşündüğü gibi düşünmektedir. Araştırmalar beynimizin gelecekteki benliğimizi çok iyi tanıyamadığını ve açıkçası pek de umursamadığı biriymiş gibi davrandığını göstermektedir. Gelecekte kendimize ait düşünce ve duyguları deneyimlemeyi kendimize öğretirsek, daha iyi finansal kararlar alabiliriz. Gelecekteki benliğimize öncelik vermede daha iyi olmanın bir yolu da onu varsayılan seçimimiz yapmaktır. Davranışsal ekonomist ve Nobel Ödülü sahibi Richard Thaler, “Davranışsal ekonomiden alınan ders, insanların yalnızca otomatik olduğunda tasarruf ettikleridir.” dedi. “İnsanların bir hedefe ulaşmalarına yardımcı olmak istiyorsanız, bunu kolaylaştırın. Beynimizin gelecek hakkında somut olarak düşünmesi zor olduğu gibi, biriktirmek de bizim için zor.”Ancak umudumuzu kaybetmemize gerek yok. Ya geleceği daha etkili bir şekilde hayal etmek için zihnimizi kandırabiliriz ya da belki daha gerçekçi bir şekilde para biriktirmeyi kendimiz için varsayılan bir seçenek haline getirebiliriz. Bu şekilde, gelecek için tasarruf bir seçim olmayacak, otomatik olacak.


Sonuç olarak; bugünden birikim yapmak, onlarca yıl büyüyebileceği güvenli bir yerde saklanan bir parasal birikim oluşturmak gelecekte finansal güvenliğimizi sağlamaya yardımcı olacaktır. Her zaman başlamak en iyisidir ve küçük adımlar bile büyük sonuçların başlangıcı olabilir. Kendinizi güvende ve rahat hissetmek, hayatınızı kolaylaştırmak ve finansal güvenliğinizi sağlamak istiyorsanız, bugünden birikim yapmayı seçerek başlamalısınız!

16 görüntüleme0 yorum

Comments


bottom of page